DERHAL ZAMLARI GERI ÇEKIN
Vatandasin evine kira bedeli kadar, is yerine ise kiranin çok üstünde elektrik, dogalgaz faturalari geliyor.
Millet evinde, isinde ne yapacagini sasirmis durumda. Yurttaslarimizin dayanacak gücü kalmadi.
“Derhâl zamlari geri çekin” çagrisinda bulunuyoruz.
Akaryakit zamlarina yetisemiyoruz! Neredeyse 1 gün arayla mazota, benzine, LPG’ye zam geliyor. Itibardan tasarruf olmaz diyen Saray iktidarinin yarattigi israfin bedelini hepimiz ödüyoruz.
Çiftçimiz, hayvan üreticimiz ne yapacak? Gübre, ilaç, tohum, yem fiyatlari düsmüyor, giderek daha da artiyor. Önlem alinmazsa, çiftçiye, üreticiye gerekli olan destek verilmezse maalesef çok ciddi bir kitlikla karsi karsiya kalacagiz!
Asgari ücrete yaptiklari 1428 TL zam, elektrige, dogalgaza gelen zamlarla çoktan eridi.
Emeklinin isi çok daha zor!
Memur emeklilerinin maaslarina yüzde 30,5’luk zam yapildi.
Ancak SSK, Bag Kur ve Tarim kesimi emeklilerine sadece enflasyon farki verilerek, bu ilave artistan yararlandirilmadi.
SGK verilerine göre 8,5 milyonu SSK, 2,7 milyonu Bag Kur (tarim-çiftçi emeklileri kesimi de bu kapsama giriyor) ve 2,4 milyonu memur emeklisi olmak üzere ülkemizdeki emeklilerin toplami 13,6 milyon kisi. Emekliler arasinda yapilan bu ayrimcilikla sayilari 10,7 milyon olan SSK ve Bag Kur emeklileri, maaslari daha düsük oldugu halde memur emeklilerine ilave olarak verilen artistan yararlandirilmadi, kapsam disinda tutuldu.
Böylece 10,7 milyon SSK ve Bag Kur emeklisine yapilan zam 36,8’lik resmi enflasyonun yaklasik 12 puan altinda kalirken, memur emeklilerine verilen yüzde 30,5’luk zammin da 5 puan altinda kalarak yüzde 25,47 oldu.
Emekliler için yapilan sözde iyilestirme, sadece en düsük emekli ayliginin 1500 TL’den 2500 TL’ye çikarilmasiyla sinirlandi.
Emekliler için yapilmasi en gerekli ve dogru olan maas artisi yöntemi, yüzdeli artisin haricinde tüm emeklilere yilda bir kez seyyanen zam yapilmasidir.
Seyyanen zam, devletin maas artisi için ayirdigi bütçenin bir bölümünün maas alan kisilere esit sekilde bölünmesini saglayacagi için ayni zamanda esit ve adil bir uygulama olacaktir.
Ya da yilda iki kez yapilan maas artislarinin birinin enflasyona endeksli ve yüzdeli digerinin seyyanen herkese esit sekilde yapilmasi, aradaki farkin açilmasina bir nebze engel olacaktir.
ERENLERDE DAIRE BASI ORTALAMA 1200 TL ASFALT PARASI VE ALT YAPI PARASI ISTENIYOR
Erenler mahallesi ya da köyünün sakinlerinden, yol, asfalt ve altyapi çalismasi için daire basi ortalama 1200 TL isteniyor.
Belediyenin bu gibi talepleri yapabilmesi için meclis karari gerekiyor. Ancak böyle bir kararin olmadigi bilgisini aldik.
Vatandas gelen ödeme taleplerine karsi ne yapacagini bilmiyor. Afyon belediyesinden bu konuyla ilgili açiklama yapmasini bekliyoruz.
Bu arada Erenler mahalle mi, köy mü? Halen belirsizlik devam ediyor. 40 bin ögrencinin yasadigi Erenler semtimiz,
Afyonumuzun en önemli yerlesim yerlerinden biridir.
Erenler Köyü/Mahallesi muhtarimiz; “su sikintisi yasiyoruz, çok katli dairelerde, 2. kattan sonra üst katlara su çikmiyor.
Ayrica Afyon belediyesini aradigimizda “orasi köy, biz bakmiyoruz” diyorlar. Özel idareyi aradigimizda da, orasi mahalle belediye bakiyor” deniyor.
“Biz Belediyeden mezarligimizi istiyoruz, vermiyorlar.
Erenler Köyü Muhtarinin bugün attigi TWITTER Afyonkarahisar erenler mahallesi vatandaslari diyorki, bir mezarligi bize çok görenler yarin oy istemeye kapimiza gelmesin diyorlar” diye Twitter atiyor. Gören yok, duyan yok..!
Bu arada Erenler köyü mezarligi Afyon belediyesinde merasi olarak görülüyor.
GERÇEKLERIN ER YA DA GEÇ ORTAYA ÇIKMA GIBI BIR HUYU VARDIR!
Bizler her birimiz, yasadigimiz süre içerisinde zaman zaman haksiz-hukuksuz uygulamalarla bas basa kalabiliriz.
Önemli olan, haksizliga ugrayan her kim olursa olsun, bugün ona-yarin bana diyerek, haksizliga ugrayanin yaninda olabilmektir.
Bizde olmayan, ancak olmasi gereken eksiklik; “entellektüel cesarettir”. Entellektüel cesaret, baskalari ayri düsünüyor diye dogruyu söylemekten çekinmemektir. Dogru bildigimizi her yerde söyleyebilmeliyiz. Örnegin bugün bir basin kurulusumuz hak gaspina ugratiliyorsa, emek hirsizligi yapiliyorsa, bunun dogru olmadigini söylemeliyiz. Yani ates sadece düstügü yeri yakmamali..!
Degerli kamuoyu ile 125 yil önce yasanmis bir olayi paylasmak istiyorum.
KISSADAN HISSE
Albert Dreyfus basarili bir Fransiz subayidir. 1894 yilinda bir ihbarla el yazisiyla yazilmis bir mektup nedeniyle Almanlar hesabina casusluk yapmakla suçlanir. Baska bir kanit olmadigi halde Askeri Mahkemece suçlu bulunur. 1894 yilinda askerlerin ve halkin önünde rütbeleri sökülür, kilici kirilir. Dreyfus suçsuz oldugunu her asamada söylese de etkisi olmaz.
Bu arada Dreyfus’un suçlulugu konusunda kuskular dogar, fakat dikkate alinmaz.
Her seyin bittigi sanildigi zamanda ünlü Fransiz yazari Emile Zola, zamanin etkili gazetesi L’ Aurore’da Cumhurbaskanina hitap eden bir mektup yazar.
Yazinin basligi “Itham ediyorum”. Gazete, birinci sayfasinda bu basligi tasiyan mektubu yayimlar ve mektup bomba gibi patlar.
Fransa’nin gururu olan Emile Zola, bir romanci, bir yazar, bütün ününü ortaya koyarak suçlanmis bir subayi savunmaktadir. Üstelik de bu subay Yahudi asillidir. Fransiz aydinlari Zola’yi destekleyen bir bildiri yayimlarlar.
Olay büyür. Bu arada, el yazisiyla yazilan mektubun Dreyfus’a ait olmadigi baska bir subaya, binbasi Esterhazy’e ait oldugu ortaya çikar.
Dreyfus gene de aklanmaz. Uzun çabalardan sonra 1906 yilinda, olaydan 12 yil sonra Dreyfus davasi yeniden görülerek beraatle biter, rütbesi ve kilici geri verilir.
Ne demistik; gerçeklerin er ya geç ortaya çikmak gibi bir huyu vardir.
Sevgi ve saygilarimla…
Afyon HABERI
