Türkiyenin Hakli Tezlerini Yoksaymaya Çalisanlari Rahatsiz Etmeye Devam Edecegiz

Türkiyenin Hakli Tezlerini Yoksaymaya Çalisanlari Rahatsiz Etmeye Devam Edecegiz.

Gündem 22.08.2020 11:35:37 0
Türkiyenin Hakli Tezlerini Yoksaymaya Çalisanlari Rahatsiz Etmeye Devam Edecegiz

Iletisim Baskani Prof. Dr. Fahrettin Altun, Türkiye’nin bagimsizligina, uluslararasi haklarina ve hukukuna saldiran girisimlere ve söylemlere karsi verilen mücadeleyi Demirören Haber Ajansina degerlendirdi.

Joe Biden’in açiklamalari son zamanlarin en çok konusulan gündem maddesi haline geldi.

Bu konusmayi bu kadar önemli hâle getiren sey neydi sizce?

Bagimsizlik, Türk milletinin karakteridir. Nitekim geride biraktigimiz 100 yilda en çok darbecilerle ve vesayet odaklariyla mücadele etmisiz. Kurtulus Savasi’ndan 15 Temmuz’a kadar bagimsizligimiza ne zaman kast edildiyse bir olmusuz.

Joe Biden’in ifadeleri Türkiye açisindan su nedenle önemlidir: 15 Temmuz hain darbe girisimi sirasinda üniformali teröristlerin talimatlarini aldigi elebasi Amerika Birlesik Devletleri’ndeydi.

Bu kritik dönemde ABD baskan yardimciligi görevinde bulunan bir siyasetçinin agzindan Türkiye siyasetini dizayn etme niyetinin itiraf edilmesi çok büyük bir olaydir.

Diger yandan bu itiraf, Amerikan müesses nizaminin aslinda herkesin bildigi ikiyüzlülügünü yeniden teyit etmistir.

Yillardir Rusya’nin baskanlik seçimlerine müdahale ettigini iddia edenler, bugün bir baska ülkenin iç siyasetine müdahil olacaklarini beyan etmektedir.

Tarihimizde bu tür tesebbüsler her zaman Türkiye’nin bagimsizligini ve egemenligini savunan liderleri hedef almistir.

Merhum Adnan Menderes’ten rahmetli Turgut Özal’a ve Necmettin Erbakan’a kadar milletin çikarlarini birilerinin çikarinin önüne koyanlar hedef olmustur. Biz devletimizi, liderimizi, bagimsizligimizi kimseye yedirmedik. Bundan sonra da yedirmeyiz.

Erdogan’a karsi saldirilarin arkasinda bagimsizlik iradesine sahip çikmasi mi yatiyor?

Elbette. Sayin Cumhurbaskanimiz Türkiye’yi birilerinin dümen suyuna soksaydi; haklarimizin gaspina, terör koridorlarina, özerklik provalarina göz yumsaydi çok rahat bir iktidar dönemi geçirebilirdi.

O yolu seçseydi, bugün kendisine her firsatta saldiran Bati medyasindan övgüler alirdi. Ancak O, yalnizca milletin takdir ve teveccühüne talip oldu

. Birilerinin bundan rahatsiz olmasi son derece dogaldir.

Biden’in açiklamalarina dönersek, öncelikle hedefteki bagimsizlik iradesinin nasil tecessüm ettigine, Türkiye’nin çikarlarinin nerede olduguna bakmak gerekiyor. Hem yurtdisinda hem de içeride birileri “agzimizin tadi bozulmasin” yaklasimiyla ülkemiz yönetilsin istiyor. Herkes “Suriye’de, Libya’da, Akdeniz’de, hatta Kibris’ta ne isimiz var?” diye soranlari çok iyi biliyor.

Türkiye yeniden bagimli bir ülke hâline gelirse her seyin güllük gülistanlik olacagina inananlar var.

Oysa dostluk ve müttefiklik baska; bagimlilik baska seydir. Siz kendinize saygi duymazsaniz kimseden saygi bekleyemezsiniz.

Sayin Cumhurbaskanimiz, millete, unutturulmaya çalisilan bu öz saygisini yeniden asilamistir.

Tam da bu nedenle Erdogan’in sahsina yapilan saldirilarin aslinda Türkiye’ye, bagimsizligimiza yapildigini görmemiz gerekiyor.

Tam da bu nedenle Biden, Erdogan’in devrilmesiyle Türkiye’nin hizaya sokulmasini bir tutuyor.

Biden’in sözleri bu yüzden mi bu kadar önemli?

Evet. Biden’in sözlerinin bu kadar tepki çekmesini normal karsiliyorum. Türkiye artik dünyanin bir ucundan, birtakim kapali toplantilarda dizayn edilebilecek bir ülke degildir. Bunu isteseler de istemeseler de ögrenecekler.

ABD Baskan adayinin konusmasinda sizi en çok rahatsiz eden nokta ne oldu?

Söyle ifade edeyim: Bu konusmadan rahatsiz olmayan birinin vatanperverligini, yurtseverligini sorgulamasi gerekir.

Ben kendi adima en çok muhalefet partilerini destekleyen vatandaslarimiz için üzüldüm.

etkisiz hâle getirmek için muhalefeti destekleyeceklerini söylüyor; muhalefet partilerimiz ABD’ye böyle bir sinyal veriyorsa bundan ancak hicap duyulabilir.

Biden konusmasinin bir yerinde sunu söylüyor; “Darbe ile degil seçimler yoluyla Erdogan’i devirmeliyiz.” Bu sözlerden ne anlamak gerekiyor?

Milletimizin, 15 Temmuz’da Sayin Cumhurbaskanimizin liderliginde tarih yazdigini anlamak gerekir.

ABD’nin on yillardir dünyanin her yerinde darbeleri azmettirdigini kendi resmi kayitlarindan biliyoruz.

Dolayisiyla “darbe degil seçim” ifadesi, esasen Türkiye’de iktidarin ancak seçimlerle el degistirebileceginin kabulüdür.

Bir tercihin degil, mecburiyetin ifadesidir. Bu da Gezi kalkismasindan, hatta 7 Subat krizinden itibaren Cumhurbaskanimizin azmi, milletimizin destegiyle verilen mücadelenin sonucudur. 15 Temmuz’da tanklarin önüne gögsünü siper eden milletin zaferidir.

Konusmaya verilen tepkilere ne diyorsunuz?

Aksi düsünülemezdi. Bu konusmaya “ama, fakat” demeden karsi çikmayan kimse kendine bagimsizlikçi, anti emperyalist veya vatansever dememeli. Bu sözlerin ne anlama geldigini köylüsünden kentlisine, çocugundan yaslisina herkes gayet iyi biliyor.

Bizim ne küresel vesayet odaklarina ne de isbirlikçilerine verecek bir karis topragimiz, bir lokma ekmegimiz yok.

Gelelim muhalefetin tepkisine. Bunu size sormak istiyorum çünkü muhalefet partisi liderlerinin ilk tepkisi Cumhurbaskani Erdogan’a ve size yönelik oldu.

Anlamak zor gerçekten. ABD baskan adayi Türkiye’ye saldirirken bunlar önce Sayin Cumhurbaskanimiza vurmanin telasina düsüyor. Ben kendi adima bu saldirilardan ancak gurur duyabilirim.

Bakin, Biden’in söz konusu konusmasinda kirli bir isbirligi

imasi var. Bu imayla ilgili millet açiklama bekliyor. Neden? Çünkü kamuoyu, buna iliskin birtakim karineler oldugu kanisinda. Hatirlayin bu 7-8 aylik süreçte Türkiye siyaseti muhalefet kanadindan gelen darbe imali söylemlerle karsi karsiya kaldi.

Bu imali sözlere o gün tepki göstermedik mi? Açik ve net bir sekilde tepki gösterdik

. Bugün ise biz konustuktan sonra, amali fakatli sözlerle Biden’in cümlesini kabul etmediklerini söylüyorlar

. Fakat milletimiz de çok iyi biliyor ki yasak savma kabilinden açiklamalar bunlar.

Daha sonraki tartismalarda da muhalefet hep zamanlama vurgusu yapti. Buna ne diyeceksiniz?

Tepkiyi Joe Biden yerine Sayin Cumhurbaskanimiza neden gösterdilerse, zamanlama tartismasini da ayni sebeple baslattilar. Lafi dolandirmanin anlami yok. Maalesef çok acikli bir durumla karsi karsiyayiz.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ekmegini yiyen birtakim zevat, israrla gögsünü ABD baskan adayina siper ediyor. Millet bu ihaneti asla affetmeyecektir.

Zaman konusu önemli mi gerçekten? Yani konusmanin içerigini ya da siyasi anlamini degistiren bir etkisi var mi?

Böyle bir sey mümkün mü? Eger zamandan bahsedeceksek, konusmanin yapildigi tarihte sadece aday adayi olan Joe Biden’in bugün partisinin baskan adayi oldugunu hesaba katmak gerekir.

Yani Biden’in açiklamalari, aradan geçen sürede bilakis daha önemli hâle gelmistir.

Ortada bagimsizligimiza, milli iradeye yönelik bir tehdit varsa, ki vardir, bu tehdit daha ciddilesmistir.

Ama milletten degil, okyanus ötesinden medet umanlar bu gerçeklerin konusulmasindan rahatsiz oluyor.

Peki neden 7 ay sonra haberdar olduk bu konusmadan?

Öncelikle devlet, Biden’in açiklamalarindan bugün haberdar olmadi. Kullanilan ifadeler, aylardir açik kaynaklarda mevcuttu. Ayrica gerek Iletisim Baskanligimiz, gerek Disisleri Bakanligimiz ve ilgili kurum-kuruluslarimiz bu açiklamalari ayni gün raporladi.

Kamuoyu açisindan ise bu konusmanin zaten gizli sakli bir sey olmadigini tekrar vurgulamak istiyorum.

Sadece devlet degil, ilgili kesimler Biden’in açiklamalarindan haberdardi.

Devletin kurumlari neden simdiye kadar tepki vermedi bu konusmaya?

Devletin kurumlari, haber ajansi degildir. Bir medya kurulusu için bir açiklamanin kiymeti haber degeriyle ölçülür.

Devlet için olayin önemi, etki gücüdür. Nitekim Iletisim Baskanligi olarak biz o gün o toplanti salonunda olan gazetecilerden bazilariyla dogrudan temas hâlindeydik. Açiklamanin yapildigi gün notlarimizi aldik, paydaslarimizla istisarelerde bulunduk.

Bilgiye ulasmanin bu kadar kolay oldugu bir çagda, açik kaynaklarda yer bulmus bir konusmayi gizlemek kimsenin harci degil.

Nitekim bugün zamanlamadan bahsedenlerin bu konuyu gündeme getirmemeleri için hiçbir sebep yoktu.

Zamanlama konusunda hesap verecek birileri varsa; bu devletin görevlileri degil, Biden’in mesajinin muhataplaridir.

Konusma devlet açisindan simdi neden önemli oldu?

Birincisi bu konusma yeniden Türkiye gündemine tasindi. Kim tasidi?

Ilk önce bize muhalif medya organlari gündeme tasidilar bu konusmayi. Ve ne diyerek tasidilar biliyor musunuz?

“Biden baskan olunca Erdogan yandi” edasiyla tasidilar! Düsünebiliyor musunuz?

HDP’ye yakin medya aktörlerinden bahsediyorum. Kendileri lehine psikolojik harp yapmak amaciyla bu konusmayi kamuoyunun gündemine tasidilar. Elbette yerli ve milli medya kuruluslari da buna sessiz kalmadi.

Ve konusmanin bütününü gündeme tasidi.

Ikincisi Biden konustugu Aralik ayinda bugün tasidigi öneme sahip degildi çünkü. Joe Biden o gün ABD’de aday adayiydi. Yaptiklari açiklamalar elbette bizim için dikkate degerdi. Biz bu yönde gerekli çalismamizi yaptik. Biliyorsunuz Biden, Haziran ayinda Demokratlarin tek adayi olarak resmen ilan edildi.

Bu sürecin bir baska boyutu ise iliskide kirmizi çizgileri çizmektir.

Bu itibarla Türkiye’nin bu yaklasima sert bir tepki göstermesi, ABD baskani adayi Biden’a bir uyari niteligindedir. Göreceksiniz Biden Türkiye ekibini seçerken daha dikkatli davranacaktir. Tepkilerin bugün olmasi geçmiste oldugundan daha fazla etki yaratacaktir.

Muhalefet, hükümetin gündemi degistirme çabasi olarak algiladi bu konusmayi. Buna ne dersiniz?

Depremleri bile hükümetin gündem degistirme çabasi olarak algilayan bir muhalefetten aksini beklemek yanlis olurdu.

Açikçasi bu konusma 7 ay önce gündeme gelseydi yine ayni iddialari ortaya atacaklardi. Sayin Cumhurbaskanimiz icraatlariyla, hizmetleriyle, yaptigi fedakârliklarla konusan bir lider. Böyle seylere ne ihtiyaç duyar ne de tevessül eder. ABD baskan adayinin açikça isbirlikçi olarak kodladigi bir muhalefet, özelestiri yapacagina hedef sasirtmaya çalisiyor. Ama herkes her seyin farkinda.

Bakin bizim dogal bir gündemimiz var.

Ülkeye hizmet gündemi. Bu gündemin pesinden kosuyor, daha önce basarilamayanlari basariyoruz.

Bakin daha dün Cumhurbaskanimiz ne dedi? Cuma gününü bekleyin. Büyük bir müjde verecegim, heyecanliyiz dedi.

Yarin açiklanacak bu müjdeyle ilgili bize bir ipucu vermez misiniz?

Hep beraber yarini bekleyelim. Sayin Cumhurbaskanimiz bu müjdeyi yarin açiklayacak. Bütün dünya duyacak.

Konusma sonrasi size de çok tepki geldi muhalefet cephesinden. Bunu nasil yorumluyorsunuz?

Duymak istemedikleri, konusulmasindan rahatsizlik duyduklari seyleri bize saldirarak milletten saklayamazlar.

Bir de bana sürekli olarak “sen konusma, sen atanmissin” diyorlar.

Evet, beni halkimizin oylariyla seçilen, milli iradenin tayin ettigi Cumhurbaskanimiz Recep Tayyip Erdogan atadi.

Ve Iletisim Baskani olarak atadi.

Ülkenin temel meseleleri ile ilgili konusmazsam, hükümetimizin politikalari hakkinda kamuoyunu bilgilendirmez, yapilmaya çalisilan dezenformasyon kampanyalarini bosa çikarmak için ugrasmazsam olur mu?

Olmaz! Hatta geçenlerde medya sektörünün degerli çalisanlarinin haklarinin iyilestirilmesi için Iletisim Baskanligi olarak bir çalistay düzenledik.

Bu çalisma karsisinda bile “senin haddine mi, sen atanmissin” tepkisiyle karsilastik. Çok yazik. Fakat biz susmayacagiz, hakki, hakikati haykirmaya devam edecegiz. Esas meseleye

gelirsek, ben kendilerine basit bir soru soruyorum: Neden 7 aydir çikip “biz okyanus ötesinin isbirlikçisi degiliz” diyemediler? Günes balçikla sivanmaz...

Dün aksam CNN International kanalinda Yunanistan Basbakani Kiryakos Miçotakis röportaji sirasinda bir anda sizin açiklamaniz okundu. Bu süreç nasil gelisti?

Biz Türkiye’nin hakkini hukukunu her platformda savunmakla mükellefiz. Dünyanin önde gelen kuruluslariyla sürekli temas hâlindeyiz. Yunanistan basbakaninin röportajiyla ilgili bilgi geldikten sonra derhal kanala bir açiklama gönderdik. Burada tezlerimizi ana hatlariyla anlatarak yayinda okunmasini talep ettik.

Neticede Christiane Amanpour tarafindan Türkiye’nin açiklamasi olarak okundu. Türkiye’nin her zaman baris ve diyalogdan yana oldugunu; ama ne bizim ne de Kibris Türklerinin haklarinin çignenmesine izin vermeyecegimizi net bir sekilde ortaya koyduk.

Burada önemli olan açiklamanin altinda kimin adi oldugu degil; kimsenin, dünyanin en büyük kanallarindan birinde Türkiye hakkinda atip tutamayacaginin gösterilmis olmasidir. Türkiye’nin hakli tezlerini yok saymaya çalisanlari rahatsiz etmeye de


Pazar 12.2 ° / 3.7 °
Pazartesi 17.2 ° / 0.9 °
Salı 20.1 ° / 3.4 °