Mahmut ÖZER


ANADOLU VATAN MI?

ANADOLU VATAN MI?



Ağustos ayı TÜRKLER ve Anadolu'nun VATAN olması/kalması ile ilgili önemli ve kritik bir ay.
İnsanlık hep bir arayış içinde olmuştur. Bu bazen güvenlik bazen yiyecek bazen de barınak.
2 milyon yıl evvel doğu Afrika’dan yola çıkan insanlık tüm dünyaya yayıldı. Ta ki TUFAN kopana kadar.
Bu tufandan kurtulanların bulunduğu o gemi Cudi dağına oturdu ve gemiden inenler tekrar yeryüzüne dağıldı.
İşte hikâye bundan sonra YAFES’in oğullarından bir oğul ile başladı.
Bugünkü Afrika’nın doğusundan başlayan yayılma Anadolu'nun doğusunda yer alan Cudi dağının civarında yeniden yayılmaya başladı.
Anadolu’dan başlayan bu yayılma Yafes’in oğullarından bir oğul ile doğuya, ASYA BOZKIRLARINA doğru ilerledi.
Bu ilerleme ve yayılma tüm Asya steplerine hatta Mançurya’ya kadar uzandı.
Bu göçebe ve seferilik hali yerleşik düzen ile yaşamayı tercih eden komşu kavimlerin, başta HUN devletinin başı METEHAN olmak üzere diğerlerini durdurmak ve uzak tutmak için M.Ö. 221 yıllarında çok büyük ve UZUN SET yapmalarına kadar gitti.
Yıkılan bu devletin ardından dağılan ve zayıf düşen bu kavim, kendilerini durdurmak için set inşa eden kavim tarafından tazyike uğramış bunun sonucu olarak da tekrar geldikleri tarafa yani batıya doğru yola çıkmışlardı.
Bu hareketlenme yol üzerindeki her kavmi bulundukları yerden bir domino taşı gibi birbirini iterek daha batıya doğru büyük KAVİMLER GÖÇÜNÜ başlattı (M.S. 350).
Bu tazyik ile Hazar'ın kuzeyinden batıya doğru hareketlenen kavimler, Çinlilerin HUNLARI, Hunların CERMENLERİ, Cermenlerin SLAVLARI daha batıya doğru ilerletmiş ve Hunlar Volga (idil) ile Don nehirleri arasında yerleşmişlerdi. Bu sürüklenme ilk çağı kapatmış ve orta çağı başlatmıştı.
Kurdukları her devletin yıkılması ile dağılan ve fakat kendi içlerinden çıkardıkları YERLİ ve MİLLİ bir lider ile yeniden toparlanan bu kavim tekrar yeni devlet kurmayı başardı.
BUMİN KAĞAN’IN bu dağınık ve göçebe kavimi tekrar bir araya getirmesi, yeniden ve daha güçlü bir devlet kurması 6. Yüzyılı buldu.
Kurdukları GÖKTÜRK devletinin de 744’te yıkılması ile dağılan kabileler, KARLUKLARIN batı tarafındaki ONOKLARI sürüklemesi Onokların da PEÇENEKLERİ ve diğer kabilelerin daha batıya doğru sürüklemesine  sebep olmuştur.
Bu devletsizliğin getirdiği zulüm ve baskı o tarihte insanlığa inmiş ama henüz kendilerine ulaşmamış olan ilahi emirdeki “Allah’ın arzı geniş değil miydi? Hicret etseydiniz ya!” (Nisa 97) ayetinin fiilen tecellisi olmuştu.
Bu batıya (KIZILELMA) doğru ilerleyiş aynı kavmin KINIK boyundan olan Oğuz Yabgu torunu TUĞRUL BEY ve kardeşi ÇAĞRI BEY ile beraber (1037) dedesi SELÇUK SUBAŞI adına vakti ilk çıktığı topraklara devletini kurduğu.
Bu kavmin İLK VATANI olan topraklara en yakın yerde kurulan devletin kurcularından ÇAĞRI BEY tarafından yapılan seferlerle tekrar geri dönüşünün ilk adımları atıldı.
Atılan bu adımlar hem askeri hem siyasi olarak oğlu ALPARSLAN'a ufuk açmıştı. Bu açılışta Malazgirt’te tüm ANADOLU’NUN kapılarını TÜRK kavmine açılmasına vesile olmuştu.
Bir toprağın YURT olması için evvel emirden olması ve yapılması gerekenler vardı.
Bir TOPRAĞIN ihyası İNSAN ile, insanın ihyası ALİM iledir. 
Uzak Asya’dan dörtnala gelip Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzandığımız (N. Hikmet RAN) bu toprakların irşat ve ihyası lazımdı.
Bugünkü Türkistan’ın YESİ şehrinden AHMET YESEVİ (Ata Yesevi) talebelerinden HACI BEKTAŞİ VELİ (Nevşehir 1271) gibi bir gönül eri Asya’nın BOZKIRINDAN Anadolu’nun BOZKIRINA gelenleri irşat etti.
İnsanın yanında zanaatın ve ticaretin ihyasına memur edilen Türkmen piri olan AHİ EVRAN idi.
Vatan ne Türkiye’dir Türklere nede Türkistan, vatan büyük ve müebbet bir ülkedir (H.Nihal ATSIZ) diye düşünenler  balkanların ihyasına SARI SALTUK gönül erini memur etmişti.
Ha keza resul-i zişan Hz. Muhammed’in(s.a.v.)  “O komutan Ne güzel KOMUTAN o asker ne güzel AKSER” övgüsüne mazhar olmak adına, Orta Asya’dan yola çıkınca açtığımız ORTA ÇAĞI kapatıp YENİ ÇAĞ açanların yürüyüşü balkanlara kadar devam etmişti.
Ve nihayet sadece ÇANAKKALE'de uğruna 250 bin GÜNEŞİN battığı bir HİLALİN dalgalandığı bu topraklar VATANDI. Çünkü bayraklar üstündeki KAN ile sancak olur, topraklar uğruna ölünen varsa VATAN olur (M.Cemal KUNTAY).
Ovasında dağında gezen YÖRÜK’ÜNÜN, AVŞAR’ININ, TÜRKMEN’İNİN izi de yüzü de hala varlığını devam ettiriyorken nasıl olur da burası VATAN mı? diye sorulur.
Kaldı ki MEZARLAKLAR o toprağın sahiplerine ait MÜHÜRDÜR. Tarihe tescilidir.
Hele ki bizim DOĞU Asya’dan geldiğimizi söyleyen ÇİN tarihi, bunu destekleyenler de BATI Avrupalı ANGLOSAKSON zihniyeti olunca yanlışlar böyle Kabul edildi.
Şimdi gelelim yazımızın başlığındaki soruya. 
Cevabımız MANÇURYADAN MACARİSTANA kadar evet topraklar VATANDIR.
1000 yıl önce geri döndüğümüz bu topraklardan tekrar çıkmamızı bekleyenler acele etmeyin. Ikinci SURA ÜFLENENE KADAR BURDAYIZ, sonrasına bakarız.
Son söz: TÜRKLER Anadolu’ya 1071'de yeni gelmedi GERİ GELDİ.