Mahmut ÖZER


AZEMİ ÜCRET

AZEMİ ÜCRET


 

Ticaret, insanın mal ve hizmeti kendi ihtiyacından fazlasını üretip bunları bir bedel karşılığında başkalarına satmasıdır.

Kamu erkinin malın satışına fiyat sınırlaması (NARH) uygulamazken konu emeğin ücretlendirilmesine geldiğinde durum böyle olmuyor, malın kar haddi bir HAK ama emeğin değerini belirlemek bir LÜTUF gibi bakılıyor.

Sorun 2023 asgari ücreti belirleme konusundan daha öte daha derin bir mevzu, Emeğin değerinin tespitinin usulü ile ilgilidir.

Emeğin sermaye karşısında kendini savunma alanlarından biri de siyaset ve seçimler olduğu yadsınamaz bir realitedir. 

2023 yılında seçim olması birçok konuyu daha sosyal daha halka (seçmene) hoş gelecek şekilde değerlendirilmesine yol açıyor, ancak bu geçici (palyatif) bir çözümdür. Emeğin ve emekçinin haklarının korunması kamu erkinin seçilme kaygısından muaf olarak daha sistemsel olmalıdır.

Her ekonomik krizde özellikle yüksek enflasyon türünden çalkantılarda en fazla zarar gören EMEKCİLER ve EMEKLİLER olur. Hal böyle iken ücretlendirme ve maaş artışlarını siyasetin ve politikacıların iki dudağı arasına mahkûm etmek yerine ADİL bir DÜZEN kurulması sosyal adalete ve medeni bir topluma daha uygun olacaktır.

Enflasyon ve dolayısı ile maaş artışı tespit edilirken baz alınan toplam 409 kalem tüketim mallarının ortalaması alınmış olması adil bir kriter olmaz, zira asgari ücretli ve emekliler aldığı maaşını bu kalemlerin hepsine değil çok daha hayati ihtiyaçlarına harcıyorlar.

2022 verilerine göre 

Yoksulluk sınırı 25.365 TL

Açlık sınırı   7.786 TL

Asgari ücret  5,500 TL

Yukardaki rakamlar EMEKLİ ve EMEKCİLERİN içinde bulunduğu durumu göstermesi adına net bir resim çiziyor.

Liberal ekonomik sistemde emeğin sermaye karışışında korunmaya ve kollanmaya ihtiyacı var, bunu yapacak olanında siyasi otorite olduğunu tekrar söylemeye gerek yoktur.

Hal böyle iken 2023 seçimlerinde ülke yönetimine talip olanların sol tandanslı bir parti gibi sosyal adaletten yana ADİL bir DÜZEN kurmalı ama bir sağ parti tandansı gibi de milli ve manevi değerlere sahip çıkmalıdır.

Adam Smith ‘in klasik iktisat teorisini tam bir kapitalist bakışla “sermaye belli ellerde olmalı ve diğerleri hizmetleri karşılığı sadece ücret almalı “diyen bir Jeremy RİFKİN zihniyetine terk edilmemelidir.

Yoksulluk ya da açlık sınırı değil İNSANİ bir sınır diye düşünülmeli ve en az 8.500 TL olmalıdır.

Son söz: ADALET; Emeğe Asgari ÜCRET sermayeye azami KAR ile olmaz.