Mahmut ÖZER


KAPİTALİZMİN KISA TARİHİ

KAPİTALİZMİN KISA TARİHİ


 

İhtiyacın olanla sende olanı değiştirmek yani TAKAS göçebe hayatın ilk TİCARİ eylemidir.

Takas etmenin mümkün olmadığı durumlarda, mal ya da hizmetin kıymetini üçüncü bir birim ile ölçmek için PARA icat edildiğinde ise yerleşik hayatın ilk EKONOMİK eylemi oldu.

İşte “Henüz boyunduruk altına alınıp yer sürmemiş, ekin sulamamış, serbest dolaşan ve alacası olmayan” DANANIN KUYRUĞU o zaman koptu.

GÖÇEBE hayatının gereği olarak insanların yanında taşıdığı malları AZ ve KIYMETLİ idi, en büyük DEĞERİ de sadece hayatta kalmaktı. Daha sonra YERLEŞİK hayata geçtiğinde ise maddi ve manevi DEĞERLERİ ÇOĞALDI.

 Ticaretin geniş ve sulak topraklarda değil de hayatta kalmak için elzem olan gıda çeşitliliğinin ve güvenliğin az olduğu yerleşkeler de gelişmesi doğal ve kaçınılmazdı.

İnsan, yerleşik hayatta MUKİM bir yaşam sürmeye başladığında hem kıymetli malları hem de insani değerleri artmış ve MEDENİYET gelişmişti.

Tarihte nice kavimler MEDENİ değerleri bozdukları için SÜRGÜN edilmiş ve SEFERİ bir hayata mahkûm edilmiştir.

Ticarette takasın zorluğunun PARANIN icadı ile çözülmesinin ardından, SÜRGÜN edilenlerin seferilik sırasında yanlarında eşya değil, yükte hafif pahada ağır olan para (ALTIN&GÜMÜŞ) taşımalarını mecbur bırakmıştı.

İlk önce Mısır’dan kaçıp FİLİSTİN’E sığınanlar yanlarında getirdikleri KIYMETLİ mallarını Samiri’nin öncülüğünde BUZAĞI yaparak ona tapmış ve bunu manevi DEĞERİ haline getirmişlerdi.

II.Nabukadnezzar yani Buhtunnasr M.Ö. 597’de 1. Kudüs seferinden sonra tekrar İSYAN eden İsrailoğulları ile M.Ö. 586’da ikinci kez savaşmış, Kudüs’ü yerle bir etmiş, Süleyman mabedini yıkmış ve tüm halkı sürgün etmişti (Babil sürgünü).

Hülasa önce Mısır’dan Filistin’e sonra oradan da Babil’e sürüldüler. Babil’den tüm yeryüzüne sürülen bu kavim, önce İspanya dahil Avrupa’nın tamamına sonra da 1492 de İstanbul’a sürüldüler. 

40 yıl (kesretten kinaye) yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaştılar (maide 26). Ve sonunda nihayet İNGİLTERE ’de yuvalandılar.

Yukarda kısaca tanımlamaya çalıştığım zihniyet (İsrailoğulları) hem nüfus anlamında AZ hem de yürek anlamında KORKAK olduklarından (maide 22-23) ADİL ve MAKUL bir yaşam sürmediler.

Bozulmuş ve yozlaşmış inançları gereği kendilerini ŞEREFLİ ve fakat tüm insanlığı kendilerine hizmet için yaratılmış AŞAĞILIK varlıklar olarak görüyor olmalarından, kendileri hariç diğer insanları SÖMÜRMEKTE bir sorun görmediler.

Bu durumda kapitalizmin sistematik hale gelmesini sağladı.

TİCARET ile KAPİTALİZM arasındaki en bariz fark, ticaret; EMEK/SERMAYE ittifakında KAR/ZARAR ortaklığı iken kapitalizmin; BORÇ/FAİZ ortaklığı olmasıdır.

İngiltere’ye yuvalananlar önce tüm dünyayı iki kez büyük savaşa soktular, sonra savaşı finanse etmek için devletlere faiz ile borç verdiler ve böylece yeni dünya düzeni olan kapitalizmin alt yapısını kurdular.

Bu FAİZ ile ekonomik sömürü sisteminin günümüzdeki karşılığı 2. Dünya Savaşının sonlarında (1944) Bretton Woods antlaşması ile tüm dünyanın DOLARI referans para birimi olarak kullanılması ile başladı.

Bu antlaşmada tüm dünya 3 kritik konuda (ilaç, petrol ve silah) DOLAR kullanacak ve ABD merkez bankasında senyoraj hakkı olarak 1 ons (31,10 gr) altın karşılığında sadece 35 dolar basabilecekti.

Fakat Vietnam Savaşında borçlanma maliyetinde ipin ucunu kaçıran ABD 1971’de bu anlaşmayı önce askıya aldı sonra 1973’de tamamen iptal etti.

Ve artık merkez bankasında altın karşılığı olmaksızın dilediği kadar dolar basabiliyordu. Senyoraj hakkı olarak da 100 dolar basma maliyeti 33 cent olmuştu. Bu arada 1 ons altının güncel maliyeti 1902 dolar.

Şimdi kapitalizmin sömürü çarkının nasıl kurgulandığını sadeleştirirsek, 33 cente mal ettiğin 100 doları bas ve bütün dünyaya faizle borç ver. Tüm dünya mal ve hizmet üretsin sen borç(faiz) ile onlardan daha çok kazan.

Bu arada madem sömürülüyoruz “bari tadını çıkartalım” diye düşünenler için kısa iki not.

1-Üretimin EMEĞİNİ ve RİSKİNİ sen alırsın, onlar verdikleri BORCUN (faiz) geri ödenmesinin garantisini KREDİ DERECELENDİRME kuruluşları adı altında çalışan (Moody’s, Fitch, Standart&Poor’s ) sermayenin müfettişlerinden alır.

2-Eğer faiz ile borçlanıp GELECEĞİNİ satmazsan, enflasyon ile BUGÜNÜNÜ hibe edersin.

Yani demem o ki siz emek satarsınız, mal satarsınız onlar ise para satarlar. Çünkü onlar için “Faiz de alışveriş gibidir”. (Bakara 275)

Son söz: Borç VEREN faiz alır, borç ALAN emir alır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 ,