Mahmut ÖZER


Merkez Bankasının Gayesine?

Merkez Bankasının Gayesine?


Önce biraz ekonomik ve siyasi tarih hatırlatması yapalım.

Yıl 1999 bir banka ihalesi sonucu gensoru ile düşürülmüş bir hükümetin ardından kurulan 56.  Hükümetin başına başbakan Bülent ECEVİT geldi.

Yüksek Faiz, yüksek enflasyon ve büyük yolsuzluklar girdabında boğulan vatandaşa umut olarak gelen Ecevit, kısa süre sonra kaçınılmaz son olan BÜYÜK KRİZ ile karşı karşıya kaldı. Yeni Kurduğu 57. ANASOL-M hükümetinin bu krizi acilen çözmesi gerekti.

İçinde bulunduğu bu ekonomik krizin düzeltilmesi için acilen KURTARICI bir MESİH lazımdı ve o isim birileri tarafından önerildi.

Bu isim Türk kökenli, yurt dışında yaşayan, ABD’nin PRINCETON ÜNİV. Mezunu “Krizden kurtulma ve çağdaş sosyal demokrasi” kitabının yazarı KEMAL DERVİŞ oldu.

Meclisten 15 günde 15 yasa çıkarttırarak Türkiye Cumhuriyeti’nin yasama tarihine geçen bu bakan, eğitimini aldığı İNGİLİZ EKONOMİK modeli ile SERMAYE sahiplerinin verdiği BORÇ PARANIN tahsilat güvencesini verdi.

Daha sonra Bülent Ecevit’in sağlık sorunları nedeni ile 2002’de Devlet Bahçeli’nin aldığı karar sonucu seçime gidildi.

Tüm bu kaos ve karmaşanın ardından 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan erken seçimle iktidar yeniden değişti ve bu defa kurulan hükümet yamalı bohça gibi istikrarsız ve pamuk ipliğine bağlı aciz bir hükümet olmadı.

Para sahiplerinin kuklası olan PARALEL yapının desteklediği bu yeni bir hükümet.

MUKTEDİR olan İKTİDAR dizginleri ele alır. FAİZ, ENFLASYON ve KUR konusunda ekonominin iplerini eline geçirir.

Ne zaman ki iktidar PARALEL yapının DERSANELERİNİ kapatarak tasfiye etmeye niyetlendi işte dananın kuyruğu o zaman koptu.

Böylece sermaye sahipleri hem kendilerinden BORÇ ALMA (emir alma) hem de bu borcun düzenli ödenme GÜVENCESİNDEN mahrum kaldı. İşte o vakit bu hükümetinde ömrünün dolduğuna karar verildi.

Yapılan tüm operasyon, kumpas ve hatta 15 Temmuz DARBESİNE rağmen düşürülemeyen iktidar son ve en etkili yolla indirilmek istendi. Bu yol ekonomik olarak faiz/enflasyon SARMALI oldu.

Ekonomik kaosla boğuşan ülkede 2023 genel seçimleri patlamak üzere olan EKONOMİK KRİZİN gölgesinde yapıldı.

Faiz enflasyonun sebebi mi? enflasyon faizin sonuç mu? kavgasında 2018’den 2023’e kadar 5 yıllık mücadele sonunda iktidar SEÇİMİ kazandı ama MÜCADELEYİ kaybetti.

Seçim sonrasına ertelenen KRİZ daha fazla ötelenemedi ve sonunda PATLADI.

22 yıllık Ak Parti iktidarının görece en başarısız bakanlıklarından olan GIDA tarım ve köy işleri bakanlığı, Kadın ve AİLE bakanlığı ve milli EĞİTİM bakanlığı oldu. Sıra MALİYE bakanlığına mı gelmişti?

2019 global Covid ve pandemi süreci tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de KOLAY ve BOL paranın getirdiği bir tüketim ve refah döneminin sonunu getirdi. 

Bu durum Hz. Yusuf’un rüya yorumunda olduğu gibi 7 semiz ineğin 7 zayıf ineği yemesi hikayesi oldu.

İşte tam bu dönemde yine ve yeniden bir KURTARICI MESİH arandı.

Kurulacak hükümetin maliye işlerinden sorumlu kişi olarak, yeni kurulan kabineye de İngiliz valisi gibi ÖN ŞARTLARI olan Mehmet ŞİMŞEK getirildi.

Bu şartlarından biri merkez bankası BAĞIMSIZ (İngiltere’ye bağlı) olacak başına da ABD’nin PRINCETON ÜNİV. Mezunu bir KURTARICI AZİZE getirilecekti. Bu azize %8,5 olan politika faizini %30 yükseltti.

Oysa biz bu filmi daha önce izlemiştik. Aynı ülke, aynı okul, aynı kafa, sadece farklı cinsiyet.

Bu azizenin misyonu FAİZ prangasını güvenceye almak, DÖVİZ kelepçesinin anahtarını enflasyon baronlarının eline vermekti.

Yeni KURTARICI AZİZEMİZ Hafize GAYE Erkan sözde enflasyonla mücadele adı altındaki ilk icraatı EMEĞİN ALIM GÜCÜNÜ düşürmek SERMAYENİN ŞIMARIKLIĞINA çanak tutmak oldu.

Geçen hafta açıklanan OVP (orta vadeli program) parasal sıkılaştırma (tüketimi kısma) yani vatandaşın harcamalarını düşürme ama sermayenin KAR PAYINA dokunmama reçetesi oldu.

Ekonomiyi düzeltmenin ACI REÇETESİNİN nedense hep ACI kısmı EMEKCİYE kalan REÇETE de SERMAYE sahiplerine düştü.

Vatandaşın TÜKETİMİ kısıldı ama kamunun İSRAFI göstermelik birkaç şey dışında bir TABU gibi dokunulmadı.

SERMAYENİN keyfine dokunmayan bu reçetenin göstermelik bir iki maddesi harici kalanın tamamı YAŞAMA MÜCADELESİ veren VATANDAŞIN boynuna bir YAFTA gibi asıldı.

Son söz: EMEKLİLER ekmeğine dokunmanın bedelini ekonomik değil SİYASİ olarak faturalandıracaktır.