Mahmut ÖZER


YIKILDI

YIKILDI


 

O gün sabaha karşı sallanan, sarsılan bir dünyada önce eşyalar YIKILDI.

Masada bardak, Tezgâhta şişe, sehpada vazo ve dolaplar.

Sallanma durmadı, sarsılma bitmedi yıkıldı kapılar ÇÖKTÜ duvarlar.

Devam etti sarsılma titredi sütunlar kasıldı kirişler.

Şaşkındı insanlar korkuyordu çocuklar ama durmadı.

Sonra uğultular, çatırdamalar ve insan çığlıkları yükseldi semaya.

Kimi panikle fırladı yataklarından kimisi de dumur olmuş izliyordu sarsılan duvarları.

Herkeste aynı umut aynı beklenti… birazdan BİTER. Ama bitmedi.

Ve dışardan gelen o korkunç gürültüler sanki denizler tutuşturulmuş dağlar yürütülüyordu.

Sonra zifiri karanlık çöktü ortalığa sanki semanın yıldızları sönüyor bir bir dökülüyordu.

Durmuyor durdurulmuyordu sarsılmalar ve gök çöker gibi çöktü tavanlar.

Korkudan ağlayamayan insanların panikten atığı çığlıkları karıştı birbirine.

Ve korkunç gürültüyle yerle bir olan YUVALAR çöken HANELER.

Yatağından çıkanlar dar atmış, zor atmış kendini merdiven boşluklarına.

 Bu nasıl bir karanlık bu nasıl bir soğuk.

Sanki hiç güneş yaratılmamış sanki hiç ağarmamış şafak.

Ne görmüşlerdi böyle bir karanlığı ne hissetmişlerdi bu kadar soğuğu.

Yalın ayak, baş açık, yarı çıplak sokakta insanlar.

Kime? Nereye? gideceğini bilmiyorlardı.

Ne yapacaklarını biliyorlardı ne de diyeceklerini, SARSILMIŞTI en derinden tüm duyguları.

Onca karanlığın onca çığlığın ve onca korkunun ardından ağardı gün.

Sanki. batıdan doğmuştu güneş.

Olanları görenlerin çığlıkları yerini FERYADA bıraktı.

Kimi eşini kimi evladını kimisi de kardeşini arıyordu kocaman açılmış gözleriyle.

Kim eksikse yanında YIKILMIŞ dünyasının enkazı altında kalmıştı.

Ve gördükleri karşısında unutmuşlardı zemheri soğuğunu, acının ateşi yakmıştı yüreklerini.

Güneş yükseldikçe AĞITLARDA yükseliyordu göğe.

Toparlanan kendine gelenler fark ettiler, ÇÖKMÜŞTÜ her şey YIKILMIŞTI dünya.

Ne CANAN kalmıştı nede YONGASI.

Panikle telaşla sağa sola koşanlar gördükleri karşısında şok olmuştu ve gerçek olamazdı gördükleri.

Yüz üstü düşmüştü her şey ve ÇÖKMÜŞTÜ insanlar dizlerinin üstüne.

Ve fark ettiler, Yıkmıştı bu sarsıntı evlerini, umutlarını, hayallerini ve tüm duygularını.

Tüm bunlar 1 yıl önce bu gün 1 DAKİKADA yaşandı.

Son söz: O gün sadece sevdikleri değil yaşama hevesleri de ÖLDÜ. Ve sadece evler, yuvalar değil UMUTLAR da YIKILDI.