Mahmut ÖZER


Z ile değil A İLE

Z ile değil A İLE


 

Kuşaklar arası çatışma Z ile başlamadı ve z ile de bitmeyecek.

Öyle ki Nuh’un oğlu KENAN da döneminin Z kuşağı idi keza Azer’in oğlu İBRAHİM de.

Günümüzde her şeyde olduğu gibi KÜLTÜR de çok HIZLI değişiyor.

Bir kuşağın hiç bilmediği nice şeyler sonraki kuşak için VAZGEÇİLMEZ olabiliyor.

Kuşak çatışması insanlık çağı ile ilgisinden ziyade insanın çağı ile ilgili bir durumdur. 

Her insan çocukluktan gençliğe geçiş çağında kendini içinde bulunduğu topluma (AİLE dahil) göre konumlandırma ve tanımlama ihtiyacı hisseder. 

Bu durumun en kolay ve bilindik hali “BEN SİZ DEĞİLİM” şekli ile olur.

Gencin bu kimliğini tanımlama ve kişiliğini inşa etme gayretini sadece günümüz gencinin özel bir hali gibi tarif etmek yanlıştır.

Ancak bu tarif Ivan İllich’in TÜKETİM KÖLELİĞİ kitabında anlattığı gibi özelde gençleri, genelde tüm toplumu dizayn edilmiş kullanışlı kitleler oluşturma niyeti ile yapılıyor.

Kişinin kendisinin kim ve ne olduğunun tarifi önce çevresindekilerden FARKLI olmaya gayreti ile başlar.

 Bunu İTİRAZ ve İSYAN etme tavrı ile yapması da hem çok normal hem de doğal bir durumdur.

Gencin bu farklılıkla kimliğini tanımlama işini, kız ise annesi, erkek ise babası ile kıyaslaması Z kuşağının AİLESİ ile yaşadığı çatışmaları daha anlaşılır kılar.

Bu çatışmada ailenin tetikleyici etkisi, çocuklarının ya kendilerinin birer KOPYASI olmasını ya da kendi hayatlarının MÜTEMMİM CÜZÜ olmasını istemelerindendir.

Bu kimlik inşasında oğulun anneye, kızın babaya daha uyumlu olması cinsiyet farkından dolayı RAKİBİ olmamaktan kaynaklanmaktadır.

TOPLUM MÜHENDİSLERİnin gençleri X, Y veya Z kuşağı türden bir kategori ile tanımlaması o genci onore eder.

 Böylece onun hayatını şekillendirmede HAK SAHİBİ olurlar. 

İşte bu hak üzerinden onun ne yiyeceğine ne giyeceğine, neye inanıp, nasıl yaşayacağına karar verme yetkisi elde ederler.

Bu sosyologların görevi gençleri tüketim köleliğine hazırlamak ve köle olanları da İTİRAZ ve İSYAN etmesine engel olacak sahte mutluluklarla OYALAYARAK bu duruma razı etmektir.

İşte bu görevde kullanılan en önemli araçlardan biri de DUYGULARDIR.

 Gençlerinde bu tür bir silaha karşı en savunmasız olduğu zamandadır ve kolaylıkla etki altına alınırlar.

Her türlü SORUMLULUĞU ailelerin de olan gençlerin, aldıkları kararların ve yaptıkları işlerin SONUCUNU, sadece kendileri ödemediği halde onlara sonsuz cesaret verilmesi ancak KULLANIŞLI KÖLELER yapmak isteyenlerin işidir.

Bunlar egosuna hitap edilerek manipüle edilen gençleri, gözden çıkartılabilir ve harcanabilir birer toplumsal kobay gibi görürler.

Hangi aile kendi çocuğunun kötülüğünü ister de onu yanlışa yönlendirir? Kim öz evladını gözden çıkartılabilir ve bir sosyal projeye kurban verir?

Çağımızda aile kavramının sadece çocuk üretme merkezi gibi görülmesi, böylece üretilen her çocuğun kapitalizmin kobayı olması istenmektedir.

Her şeyi ve herkesi TİCARİ bir META olarak gören kapitalist zihniyet, duygularını kabarttığı gençleri menfaatsiz hatta Bila ücret ile bütün tecrübesini sevgi ve şefkatle aktaran ailesinden kopartarak kendine bağlar. 

İşte bu izzetin BAĞI değil zilletin PRANGASIDIR.

Son söz: A İLE olur Z ile olmaz.