Prof. Dr. Fahri Işık, Atatürk’ün vizyonunun sadece askeri zaferle sınırlı olmadığını, aynı zamanda bilim, sanat ve kültür alanlarında köklü reformlarla ulusal bilincin gelişimine büyük katkı sağladığını ifade etti.

Gözden kaçırmayın

DEMİRYOLLARINDA YAPAY ZEKA DÖNEMİDEMİRYOLLARINDA YAPAY ZEKA DÖNEMİ

 ÇAĞDAŞLAŞMA İÇİN BİLİM, SANAT VE ”

ATATÜRK, KÜLTÜREL BAĞIMSIZLIK VE

ARKEOLOJİDE DEVRİMLER GERÇEKLEŞTİRDİ

Prof. Dr. Fahri Işık, Atatürk’ün vizyonunun sadece askeri zaferle sınırlı olmadığını, aynı zamanda bilim, sanat ve kültür alanlarında köklü reformlarla ulusal bilincin gelişimine büyük katkı sağladığını ifade etti.

 

Afyonkarahisar’daki Gedik Ahmet Paşa İl Halk Kütüphanesi Konferans Salonu’nda, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 86. yıl dönümü dolayısıyla “Atatürk, Arkeoloji ve Anadolu’nun Sahipleri” adlı konferans düzenlendi. Prof. Dr. Fahri Işık’ın konuşmacı olduğu etkinlikte, Atatürk’ün kültürel miras, arkeoloji ve Anadolu’nun tarihi üzerindeki etkileri ele alındı.

Konferansa, Afyonkarahisar İl Kültür ve Turizm Müdürü Yusuf Altın, İl Milli Eğitim Müdürü Miraç Sünnetci, İl Jandarma Komutanı Albay Tolga Yağan, Cumhuriyet Başsavcısı Fatih Karabacak, Belediye Başkan Yardımcısı Eylem Ayar ve çok sayıda vatandaş katıldı.

“ATATÜRK’ÜN BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİ ULUSAL BİLİNÇ VE DİRENİŞİN SEMBOLÜDÜR”

Sunumuna Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmetle anarak başlayan Prof. Dr. Fahri Işık, ““Bugün burada toplandığımız bu anlamlı günde, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm silah arkadaşlarını ve bu vatan için canını feda edenleri rahmetle anıyor, hepimizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, Kurtuluş Savaşı’nın önemli anılarına, Dumlupınar ve Kocatepe’nin kutlu topraklarında hatırladığımız bir günün ardında toplandık. 

Ulu Atatürk’ün huzurunda, onun gösterdiği bağımsızlık yolunda ne kadar ileriye gittiğimizi bir kez daha düşünerek, onun hatırasına saygı duyuyoruz.

Atatürk’ün bağımsızlık mücadelesi sadece bir toprak parçasının savunulması değil, aynı zamanda ulusal bir bilinç ve özgüvenin inşasıydı.

Bu özgüven, emperyalist güçlere karşı direnme azmi, bir milletin kendi tarihine, kültürüne ve değerlerine sahip çıkma kararlılığıydı. O, sadece bir askeri lider değil, aynı zamanda tarihsel ve kültürel mirasına sahip çıkmayı başaran bir devlet adamıydı.” diye konuştu.

“ATATÜRK’ÜN ÖNDERLİĞİNDE TÜRK TARİHİNİN ARAŞTIRILMASI İÇİN ÖNEMLİ ADIMLAR ATILDI”

Atatürk’ün Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte bilim, kültür ve arkeoloji alanlarında yaptığı devrimlere dikkat çeken Prof. Dr. Işık, “Atatürk’ün önderliğinde, 1930’lu yıllarda Türk Tarih Kurumu ve Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi kurularak, Türk tarihinin ve kültürünün doğru bir şekilde araştırılması sağlanmıştır. Aynı dönemde, Türkiye’de arkeolojik kazılar hız kazanmış, müzeler kurulmuş ve kültürel mirasımız korunmaya başlanmıştır. 1933 yılında Türk Tarihi Arkeoloji ve Etnolojik Dergisi’nin yayın hayatına girmesiyle, Türk araştırmaları uluslararası alanda tanıtılmaya başlanmış, halkı kültürel mirasa sahip çıkmaya teşvik eden yayınlar yapılmıştır. Atatürk, kültürel mirasa olan derin saygısını her fırsatta dile getirmiştir. Osmanlı’nın zengin kültürel mirasını Cumhuriyet dönemine taşımak amacıyla, 1923’te Topkapı Sarayı gibi tarihi alanlar müze olarak açılmış, ardından Türkiye’nin dört bir yanına müzeler kurulmuştur. 1935 ve 1936 yıllarında ise Türk arkeolojisinin önemli kilometre taşlarından biri olarak, Atatürk’ün öncülüğünde birçok önemli kazı ve araştırma başlatılmıştır.” ifadelerinde bulundu.

“ATATÜRK, KÜLTÜREL MİRASIN KORUNMASI VE ULUSAL BİLİNCİN GELİŞMESİ İÇİN KÖKLÜ REFORMLAR YAPTI”

Prof. Dr. Işık, Atatürk’ün arkeolojiye olan ilgisini ve Türkiye’nin dört bir yanında kurulan müzelerle kültürel mirası korumayı amaçladığını belirti.

Işık, “Anadolu’nun tarihi, Atatürk’ün ilke ve inkılapları doğrultusunda yeniden şekillenmiş, bu topraklarda binlerce yıl öncesine dayanan kültürel miras yeniden keşfedilmiş ve korunmuştur. 

Atatürk, arkeolojiye olan ilgisini sıkça dile getirmiş, en zor koşullarda bile arkeolojik buluntuları takip etmiş ve bu eserlerin halk tarafından sahiplenilmesini sağlamıştır.

Atatürk’ün vizyonu sadece bir askeri zaferin ötesinde, kültürel bağımsızlık ve çağdaşlaşma hedefini de içeriyordu. 

Bu amacına ulaşmak için bilim, sanat ve kültür alanlarında köklü reformlar yapmış, ulusal bilincin gelişmesini sağlayacak temelleri atmıştır.

 Bu çabalar, yalnızca Türk milletinin değil, tüm insanlığın kültürel mirasına katkı sağlamıştır.” dedi.