O gece geç yatmış henüz uyumuştum birden bir şeyin beni sarsarak uyandırdığını fark ettim, gözümü açtığımda yataktan düşmek üzereydim.O şokun şaşkınlığı içinde elimi telefona attığımda saatin 04:18 olduğunu gördüm. Sanki ev sallanmıyor da resmen SİLKELENİYORDU.Hemen yataktan fırladım lakin ayakta durmak ne mümkün, ellerim üzerinde yatak odasının kapısının eşiğine kadar emekleyerek gittim ve belki de ilk defa ÖLÜME RAMAK KALDIĞINI bu kadar net hissettim.Öleceğini hisseden her insan gibi yaratıcının büyüklüğünü ve kendi günahımın çokluğunu düşünerek kısa ama tekrar eden kelimelerle dua etmeye başladım.Sarsıntı belki 1 dakika sürdü ama 60 saniyenin ne kadar uzun olduğunu ve ZAMAN İZAFİYETİNİ iliklerime kadar hissettim.Sarsıntı durduğunda ilk işim hemen abdest almak, elime geçirdiğim en kalın giyesilerimle kendimi dışarı atmak ve araba ile boş bir alana gitmek oldu.Elektrik yok, zifiri karanlık, telefon ve internet çekmiyor hava çok soğuk ve sadece karanlıktan çığlık ve bağrışma sesleri geliyor. YÖN ve KONUM his kaybımı kılcal damarlarıma kadar nasıl hissettiğimi gördüm.Arabanın içinde sonsuz bir boşlukta tek başına kalmak gibi ürkütücü bir YANLIZLIK duygusunun içinde kaybolmuş gibiydim.Zaman duygusunu yitirmiştim ta ki gün ağarıp fecir aydınlanınca hem zaman hem mekân kavramı zihnimde tekrar oluşmaya başladı.Yaşadığım şey sadece yer sarsıntısı değildi aynı zamanda zihnim sarsılmış, ruhum silkelenmişti.Gün ağarmış ortalık ışımıştı ve o sarsıntının sonuçlarını gözlerimle gördüm. Şoktan dumur olmuş YÜZLER ve üst üste çökmüş EVLER, sarsıntının şaşkınlığından aynı basamakları defalarca inip çıkan ama hiçbir yere gitmeyen, gidemeyen insanlar gördüm.Ancak 3 saat sonra ne olduğunu anlamıştım. Büyük bir DEPREM olmuş sadece evleri değil insanların umutları, hayalleri ve hesapları ÇÖKMÜŞTÜ.1 dakikalık deprem ve 3 saatlik şokun hissettirdiklerini kısaca anlattıktan sonra şimdi FARK ETTİKLERİME gelebiliriz.Yarının hesabı için bugünün telaşından unuttuğumuz ne çok şey olduğunu fark ettim.Her şeye sahip olana kadar kıymet verip elde edince bir anda yeni şeylere sahip olma adına elimizdekilerin değerini UNUTTUĞUMU fark ettim.3+1 evimin yetmediği ve dar geldiğini düşünüyor hep bir oda daha olsa ancak sığırım zannediyorken, arabanın içinde bir gece geçirince aslında bir tek odanın bile ne kadar GENİŞ olduğunu fark ettim.Gün bitip akşam olunca hava kararmaya başladığında hiçbir sokak lambası, hiçbir evin ışıkları yanmayınca aslında gecenin ne kadar KARANLIK olduğunu fark ettim. İkinci günün sabahında gün ağarıp olanları gördükten sonra her sabahın rutini olan masamda kahvaltı, TV açık, sıcak çay ve sıcak odanın nasıl bir ALIŞKANLIK (bağımlılık) yaptığını fark ettim.Ancak ikinci gün telefonuma gelen ilk mesajla uzun zamandır aramayı görüşmeyi ihmal ettiğim nice dostum akrabam ve SEVENİM varmış onu fark ettim.Arama kurtarma, enkaz ve yardım için yollara düşen onca tırın yolları kapattığında TRAFİKTEN hiç şikâyet etmediğimi fark ettimDevletin verdiği yardım malzemeleri almak için gittiğim şehir merkezinden geri dönünce içine girecek bir evin olmadığında kendimi KAYBOLMUŞ gibi hissettiğimi fark ettim.Daha dün beraber olduğumuz yakınlarımızı bugün gördüğümde kucaklaşıp sarılınca aslında sevdiklerimize SARILMANIN ne kadar sıcak ve güven veren bir şey olduğunu fark ettim.İnsanın en basit kabul ettiği dişini fırçalamak, wc gitmek, telefonun şarj etmek gibi ihtiyaçlarının bile aslında ne kadar zor olabildiğini fark ettim.Ve daha niceleri...Son söz: Sahibi olduğumu zannettiğim CAN, MAL ve MAKAM dahil hepsinin aslında sadece EMANET olduğunu fark ettim.
Yorumlar
Son Haberler