15 Temmuz darbe girişimi karşısında milletin gösterdiği direniş hareketi ulusun birlik ve beraberliği uğruna verilen bir bağımsızlık mücadelesi olarak görülmelidir. Bundan sonraki dönemlerde de artık darbelerin toplumsal meşruiyet zemini bulmasının kolay olmadığı ortaya konmuştur.
 

 

Demokrasiyi ve yaşamı kesintiye uğratan darbe, TDK Türkçe Sözlüğünde, “Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükûmeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme” işi olarak tanımlanmaktadır. 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe kalkışması, ülkemiz tarihinde bu tarihe kadar gerçekleşen darbelerin tamamen dışında, doğrudan rejimin kendisine yönelen bir darbeydi. 
 
15 Temmuz darbe girişimi, sebepleri ve sonuçları itibarıyla önemli bir yere sahiptir. Demokratik hayatımızda ilk defa halkın, sivil ve siyasi otoritenin meşru müdafaa ve karşı duruşuyla önlenmiş bir hareket olması, dinî söylemlere yaslanan bir grubun teşebbüsüyle gerçekleşmesi, darbe ve işgale direnen 251 vatandaşın şehit, 2200’e yakın vatandaşın da gazi olması yönüyle, Türk siyasi hayatındaki diğer darbe girişimlerinden ayrılır. 
 
Türk milleti 15 Temmuz gecesinde kadın erkek, genç, yaşlı demeksizin meydanları doldurarak silahlı birliklere kahramanlık dersi verdi.
Tankların önüne yatan, tankları durdurup içerisindeki darbecileri esir alan, gerektiğinde göğsünü tanka siper eden, yalnızca Türk bayrağı ve vatan aşkıyla yollara düşen kahramanlar, uçakların uçmasını engellemek için tarlasında samanını tutuşturan köylüler ve niceleri 15 Temmuz kalkışmasının başarısız olmasını sağladı.
 
15 Temmuz gecesi yaşananların toplumun tüm kesimlerinde travmaya neden olduğu zaman içerisinde anlaşıldı.
Özellikle 40 yaşın altındaki toplumun büyük çoğunluğunun darbenin ne olduğu ile ilgili bilgisi ve deneyimi kısıtlıydı. 
 
15 Temmuz darbe girişimi karşısında milletin gösterdiği direniş hareketi ulusun birlik ve beraberliği uğruna verilen bir bağımsızlık mücadelesi olarak görülmelidir.
15 Temmuz 2016 tarihinin oldukça önemli bir hafızası var artık tarihimizde.
Başarısız darbe girişiminde halk, bir bütün olarak darbeye başkaldırmıştır.
Bundan sonraki dönemlerde de artık darbelerin toplumsal meşruiyet zemini bulmasının kolay olmadığı ortaya konmuştur. 
 
15 TEMMUZ’DA NE OLDU?
 
Devletin içine yuvalanan Fetö ihanet çetesi milletin tankını ve tüfeğini milletin üzerine çevirmişti.
Canlara kastedilmişti. Gözü dönmüş terör örgütü üyeleri Gazi Meclisimiz ile diğer birçok kritik tesis ve meydanlara dolan halkı  bombalamıştı. Ancak milletin söyleyecek bir sözü daha vardı.
 Halkımız Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısına cevap olarak canı pahasına meydanlara indi.
Bir an bile düşünmeden şehit veya gazi oldu.
 Darbeyi bozguna uğrattı. Böylece milletimiz bir demokrasi zaferine imza attı.