AĞLATAN CEZA
Bizim memlekette, Afyon- Uşak arası sürekli trafik kontrolü olan yerler vardır. Emniyet Trafik ve Jandarma kolluk kuvvetleri trafik uygulaması yapmaktadırlar. İyi ki de yapıyorlar, olması gereken de budur. Aksi halde kuralsızlıkların önüne geçilmez. Trafikte çok fazla ihlal yapılıyor, alkolden tutun, ehliyetsiz araç kullanımı, araç içinde yasaklı maddeler taşıma vb… Gerçi sonuncu diğer emniyet büroların alanına giriyor. Neyse konumuz farklı.. İlginç ve duygusal bir ceza hikayesini paylaşacağım. Aldığım kaynakta isimler açık verildiği için yazımda da, kahraman askerlerimizi isimlerini gizlemeden vereceğim, isimlerinin gizlenecek bir durumu yok zaten. Yazının sonucunda daha iyi anlayacaksınız mevzuyu.
Jandarmadan arkadaşlar, yaşlıca bir amcanın aracını kontrol için çevirirler. Kontrolden sonra amcaya ceza yazılır.
Amca, makbuzunu alıp aracına doğru giderken geri döner ve Jandarma Astsubay Zeki Marmara'ya "evladım sana bir kere sarılabilir miyim" der.
Astsubay Zeki Marmara, insanların ceza yazıldıktan sonra söylenmesine alışıktır.
- "Hayırdır amca niye sarılacaksın?" diye sorar.
Amca:
- "İçimden geldi evladım" der.
Astsubay gülerek
- "Gel sarılalım" der.
Sarılırlar.
Ayrıldıklarında amcanın gözleri yaşlıdır. Ve hızla aracına doğru yürüyüp biner.
O esnada Astsubay Zeki Marmara, hiçbir şey anlamadığı bu durumu açıklaması için başını aracın camından içeri uzatarak;
- "Amca niçin ağladığını bana söyleyeceksin" diye ısrar eder.
Amca gözleri buğulanmış olarak yanındaki hanımına dönüp bakar.
Teyze de ağlamaktadır.
Bu esnada Uzman Çavuş Faruk Yayla da yanlarına gelmiştir.
Amca ısrara dayanamaz. Astsubay Zeki Marmara'ya şefkatle bakar ve
"Oğlum yaşasaydı senin yaşlarında olacaktı. Cizre'de şehit düştü" der...
Astsubay Zeki Marmara ve Uzman Çavuş Faruk Yayla tabir-i caizse kurşun yemiş gibi sarsılırlar. Bir müddet gözleri birbirlerine takılı kalır.
Afyon'un soğuğunda yürekleri alev alev yanmaktadır.
Amca aracını vitese takar yürümek üzereyken ani bir hamleyle durdurur ve ceza makbuzunu geri isterler.
Zorla da olsa elinden alırlar.
Ve amcanın ellerini öpüp;
"Biz de senin evladın sayılırız ve evlatlar babalarının cezasını öderler.
Gerçi bu cezanın bedeli Cizre'de çoktan ödenmiştir. Lakin kabul edersen bir kere de biz ödemek istiyoruz" deyip amcayı hürmetle uğurlarlar..!
Bu millete bu acıları yaşatanlar aynı acıları yaşasınlar demek yeterli midir, bu hikayenin sonunda.
Bu acıları yaşamamak için her birey hem kendini hem de ülkesini geliştirmelidir. İnsan ancak eğitim, bilim, kültür sanat, teknoloji ve felsefe ile aydınlanır, evrensel değerlerle gelişir.
Terörsüz bir Türkiye dileğiyle..
Lokman ÖZKUL
Eğitimci-Yazar
Yorumlar
Son Haberler